Trabzonspor - Kasımpaşa | Taktik Yolculuk... | Maç Analizi

Merhabalar. "Trabzonspor-Göztepe Neler Doğru, Neler Yanlış" başlıklı analizimden sonra Trabzonspor'un 0-2 geriden gelip 4-2 kazandığı Kasımpaşa maçının analizini yapmak için burdayım...

Öncelikle, Trabzonsporun Kasımpaşa'yı evinde ağırladığı karşılaşmayı önceki Göztepe maçı gibi iki parçaya bölerek incelememiz gerektiğini düşünüyorum.

Sn. Ünal Karaman, 7. haftadaki maçına da tamamen farklı bir oyuncu kadrosu ve taktik anlayışla çıkarak bizleri başka bir Trabzonspor izlemeye itti. 

Trabzonsporun 11'ine baktığımızda; Onur- J.Pereira - Zargo T. - Hosseini - F.Novak - J.Kucka - O. Onazi - J.Sosa - Abdülkadir - Burak - H.Rodallega'yı görmüştük. 

Bu oyuncu kadrosu, 4-4-2 dizilimiyle maça başladı. Şu anda odak noktamızı, Trabzonspor'un oynamak istediği ve sahaya çıkardığı kadroya çevirirsek şunu rahatlıkla göreceğiz; Bu 11 oynatılmak istenen oyuna uygun bir 11 değil.

Özellikle Kasımpaşa'nın oyununu incelediğimizde sahanın hangi bölgesinde olursa olsun seri hücum geçişlerini yapabilen, ön alanda çoğalabilen ve özellikle dip çizgi oyunlarını benimsemiş bir takıma karşı kanatlarını son derece kullanışsız hale getirmiş, beklerinin kaderine bırakmış bir Trabzonspor görünümü vermek, rakip takım (Kasımpaşa) adına oldukça umut verici bir başlangıç oldu diyebiliriz.

4-4-2 gibi, savunmadan eksiltilip hücuma oyuncu eklenen bir formasyonda 6-8 numaralı oyuncuların alan parselizasyonu, adam paylaşımları ve kanatların hücum-savunma anlarındaki yerleşimleri önem arz eden bir taktikte bu kadar cömert ve bir yandan da uyumsuz oyuncu grubun sahaya sürmek ciddi bir cesaret göstergesi olarak görülebilir.

Tekrar ilk yarının Kasımpaşa adına böyle şahane şekilde geçmesine sebebiyet veren nedenlerini masaya koymaya devam edecek olursak; 4-4-2'nin bir kanadının Rodallega'ya bir kanadınınsa Abdülkadir Ömür gibi orta saha özellikleri ve temel bilgileri taşıyan bir oyuncuya emanet edilmesi, Trabzonspor'un bekleri olan Novak ve Pereira için felaket bir karardı. Geçenki analiz yazımda da belirttiğim üzere, Abdülkadir Ömür bir merkez orta saha oyuncusu. Özellikle top ayağındayken devamlı olarak topla içeri meylederek rakibi göbekten delme isteğine ve tehlike alanına dalma isteğine şahit oluyoruz. Ünal Karaman Hoca'nın, Abdülkadir gibi bir oyuncuyla bu kadar vakit geçirmesine rağmen bu durumu göz ardı etmesi hoş bir durum değil...

Trabzonsporun sol kanadındaysa, sağ kanadından daha felaket biçimde bir alan ve görev paylaşımı sorunu görüyoruz. Rodallega'nın ve Burak'ın, fizik-teknik durumları şu anda kanat forvet oynamaya elverişli değilken, onları daha da geri çekerek orta sahada oyunun kurulum aşamasına yardımcı olunması gereken bir taktikle sahaya sürmek hem onların ilk yarıda bol bol yer kaybetmelerine hem de orta sahadaki üçlünün ciddi bir görev karmaşası yaşamasına yol açtı.

Bu bahsettiğim durumu, maçın hemen başındaki bir pas alışverişi ile örneklemek istiyorum:




Yukardaki videoda bahsettiğim durumu tekrarlarsam; Trabzonspor, çift forvetli sistemde çıktığı maçta, kanatları kullanarak oyunu kurma görevini Burak ve Rodallega ile halletmeye çalıştığı sürece, bu tür top kayıpları ile dengesiz yakalanmaya mahkum olacaktır. Çünkü sete yerleşim açısından ne Burak ne de Rodallega o mevkiinin gerekliliklerini taşımamaktadırlar. 

İlk yarıdaki sorunları teşhise devam edelim...

Trabzonspor'un geçen seneden bu yana süren sorunlarından birisi de birbirini tamamlamakta güçlük çeken orta sahalar. Özellikle Kucka-Onazi'nin yan yana oynadığı maçlarda iki yönlü (defansif-ofansif) disiplinden uzak bir Trabzonspor izlemiş ve iki oyuncunun birbiriyle uyum sorunu olduğunu görmüştük. 

Özellikle bu ikilinin topsuz oyunda, oyunun kurulma aşamasına "veremedikleri" katkı, Trabzonsporun oyununun kurulma aşamasına sekte vuruyor ve ani kaptırılan toplar yerleşim sorunu olarak geri dönüyor. 

Bunun yanında; Trabzonspor orta sahası Okay'ın pozisyon alışıyla özellikle ribaund da dediğimiz, sahipsiz topları kazanmakta üstün bir performans sergiliyordu. Okay'ın ayrılışından sonra bu anlamda ciddi bir gerileme yaşayan Trabzonspor orta sahası bu sorunu çözüme kavuşturmakta zorladığı anlarda formayı Kucka'ya devrettiğindeyse, Onazi'ye oranla çok daha az enerji ortaya koyan ve maç formu bulunmayan Kucka'yla daha dağınık bir orta saha yapısına bürünebiliyor. Burada büyük bir kadro mühendisliği hatasından bahsetmek mümkün.

Tüm bu bahsini ettiğim sebeplerden dolayı da Kasımpaşa'nın henüz ilk yarıda cepheden Onur'u hayli yorduğunu gördük ve devreye 2 değil, 3-4 farklı bir skorla da gidebilmesi mümkündü. 

Tüm bunlarla bağıntılı olarak, Trabzonspor kadrosunun içerde ve dışarda 4-4-2 dizilimini sürdürebilecek kompaktlıkta bir ekip olmadığını düşünüyor, 4-2-3-1 diziliminin mevcut kadroya oyunun her yönünü oynamak anlamında daha faydalı olduğunu belirtiyor ve 4-4-2'nin ancak ve ancak geriye düşülüp ofansif gücün artırılması istendiği dakikalarda refleksif bir hareket olarak sahaya sürülebileceğini belirtmek istiyorum. Aksi takdirde  Trabzonspor 1. ve 2. bölgedeki yerleşim sorunlarından dolayı 1 maç galibiyet, 2 maç hüsran şeklinde ilemeye mahkum olacaktır gibi görünüyor.

Bahsini ettiğim ve kapsamlı şekilde nedenlerini açıkladığımı düşündüğüm Trabzonsporun orta alan yerleşimi ve alan parselizasyonu sorunu hakkında Kasımpaşa maçına fotoğraf ve videolarla şöyle bir göz atalım...




Üstteki derlemede gördüğümüz gibi, Trabzonspor'un Onazi ve Kucka'dan oluşan 2. bölge oyuncuları, alan parsellemede, daraltmada ve rakibe birebir yaklaşmada ciddi sorunlar yaşıyor. İlgili pozisyonda stoperlerin duruma el atması gerektiğini iddia edebilecekler olsa da bu kadar ani gelişen durumlarda stoperlerin mevcut dizilimlerinden kopup alanlarını terk ederek müdahaleye kalkışmaları, arkalarına atılacak bir koşudan takımının gol yemesine sebebiyet verebilir. Dolayısıyla o anda sağ ve sol kanattan gelen tehlikeleri sezemeyen stoperin yerine, alanı çok daha geniş açıdan görüp, mevcut tehlikeleri sezerek olaya müdahil olması gerekenler, Onazi ve Kucka ikilisinden biri idi.


Bu durumla ilgili bir örnek daha vererek, 4-4-2 taktiğinin hem kanat oyunlarında hem de alan paylaşımında bireysel performanslara da etki ederek yarattığı tahribatı gözler önüne sermek istiyorum...




Yine ve yeniden Trabzonspor orta sahası çok geçirgen, birebir paylaşımdan ve alan paylaşımından uzak görüntüde bir pozisyon izletiyor. Sosa'nın pozisyon takibi yaparak rakibe yaklaşmaması ve alanı daraltıp rakibini rahatsız etmemesi, Kucka'nın gayet geçilebilir bir durumda olması ve takibi sürdürememesi, Onazi'yi aslında burda en hatasız isim yapıyor ve o da birebirde markaja aldığı Eduok'u kaçırarak ikinci bir şutla Trabzonspor kalesini tehlike yaratacak şekilde yoklamasına sebebiyet veriyor.

Ve son videolu örnekle, Trabzonsporlu orta sahaların pozisyon takibi, alan parsellemesi ve mobilizasyon sorununu bitiriyorum. Bu örnek, belki de en can alıcı örneklerden birisi. Gol pozisyonu aslında Sosa'nın bireysel hatasından inşa edilmiş olsa da ciddi bir takip sorunu da mevcut:





Bu golle ilgiliyse, Sosa'nın bireysel hatasıyla oluşan bir hatalar silsilesi olduğunu söylemek gerekiyor. Ancak yine bunlarla paralel olarak, mevcut taktiğin götürülerinden olan, Trabzonspor'un sol kanadını sağ kanadına nazaran çok daha kötü kullanıyor oluşu, Sosa'nın dikine oynayamayışını ve pozisyon hatası yapışını beraberinde getiriyor. Sonrasındaysa, Onazi ve Kucka'nın ciddi bir reaksiyon sorunu olduğunu görüyoruz. Trabzonspor savunması dengesiz yakalanmış durumdayken, Eduok şut fırsatı bulana kadar ne Onazi ne de Kucka rahatsız edici bir baskı gerçekleştirmiyorlar...

Tabii Pereira'nın müthiş ortasında Burak Yılmaz'ın golüne değinmemek olmaz. Belki de Trabzonspor'u maça döndüren hayat öpücüğü buydu. Onun müthiş ortasında, belki de bu taktiğin en önemli getirisi olan ceza sahasında payalşılacak oyuncu sayısının çoğalması sebebiyle, Burak Yılmaz marke edilemedi ve Pereira'nın harika ortasını gole çevirdi. 

Maçın ilk yarısını böylece noktalamış oluyorum ben de. Trabzonsporun hatalarını konuştuğumuz ilk yarıdan, doğruları gerçekleştirdiği ikinci yarıya adım atıyoruz.

Ünal Karaman, ikinci 45 dakikaya Sosa-Amiri müdahalesiyle başlıyor. Amiri Sosa'nın yerine girip, ondan 10 numara görevini almış olsa da Ünal Karaman'ın soyunma odasında takımının sorununa dair doğru bir teşhis yaptığını ve Amiri'yi oyunun Trabzonspor adına en çok aksayan kısmına yani sol kanada çektiğini görüyoruz. 

Bu müdahale gerçekten de çok önemliydi çünkü Amiri'nin dinamizmi, Trabzonsporun sol kanadı defansif anlamda kullanabilmesini sağladı ve defansı bir-iki kademe daha ileri atan Trabzonspor Amiri'nin takipçi oyununu kullanarak Kasımpaşa'ya ciddi anlamda nefes aldırmadı ve oyunun iki yönünü bu dakikalarda rahatın yanı sıra doğru oynadı ki önemli olan da buydu. Bu noktada 4-4-2'nin Trabzonspor için bir önemli noktasına daha değinmek istiyorum. Maç öncesi, Olcay Şahan'la Ünal Karaman'ın bir tartışma yaşadığı gündeme gelmişti ve Ünal Karaman da Olcay Şahan'ı kadrodan keserek maçın 22 kişilik kadrosuna dahil etmedi. 

Ancak Trabzonspor'un bu taktikte sahada yer alabilmesi için çıkış reçetesi bence orta alanda Onazi veya Kucka'dan feragat edip, Sosa-Onazi veya Sosa-Kucka ikilisine dönmesi ve ön alanda Amiri'ye görev vermesidir. Yanı sıra Olcay da Abdülkadir'e göre merkez kanat rolünü iki yönlü olarak daha layıkıyla yerine getirecektir çünkü her daim tekrarladığım gibi Abdülkadir'in kanat oyunundaki handikapları, Olcay'ın handikaplarının çok çok önüne geçiyor. Trabzonspor Abdülkadir'i ya 8 numara da ya da 10 numarada dönüşümlü olarak kullanırsa, hem takım oyununda hem de Abdülkadir'in oyunundaki gelişmeyi hemen fark edecektir...


İkinci yarıdaki Amiri hamlesine dönecek olursak; Amiri'nin toplu ve topsuz oyundaki dinamizmi, hareketliliği ve Trabzonspor takımının savunmayı öne çıkarması, Rodallega ve Burak'ın ceza sahası dışına fazla çıkmamasını sağladı. Bu da şu anlama geliyordu ki 18 çevresinde ve içinde çok daha kalabalık ve tehlikeli bir Trabzonspor izleyeceğiz. 

Hemen bir örnekle bunu pekiştirmek istiyorum. Hatırlayacaksınız, Sosa ilk yarıda sol önde ve orta sahada ciddi bir boşlukla karşılaşmış, boşta bir pas opsiyonu görememiş ve gerçekleştirdiği hatadan dolayı Trabzonspor kalesinde gol görmüştü. 

Şimdiyse, aşağıdaki fotoğrafta Amiri'nin o sol iç bölgeyi doldurduğunu, ani atakta Kasımpaşa oyuncularını sol bölgeye doğru çektiğini ve potansiyel bir tehlike arz ettiğini görüyoruz:





Bu atağın hemen devamında, Amiri topu Burak'a ulaştıramıyor ancak Abdülkadir'in sağ kanatta ısrarlı bekleyişi ve Pereira'nın bindirmesiyle birlikte Trabzonspor o bölgeden tehlike yaratmaya devam edeceğinin sinyallerini veriyor. Amiri'nin girişi, tekrar tekrar belirttiğim üzere Kasımpaşa yerleşimini bozuyor ve oyunu sola yıkarak ters toparla Trabzonspor'a net fırsatlar yakalama şansı veriyor.

Bu konuyla ilgili pozisyonun devamını gösteren 2 fotoğraf...





Aslında Trabzonspor'un ikinci yarısının en büyük artılarını üstteki 2 fotoğrafla özetleyebiliriz. Amiri'nin girişiyle çoğalan sol kanat ve bundan bek bindirmeleriyle istifade etmeyi becerebilen bir Trabzonspor. 

İkinci yarıda geçirgen orta sahasına önlem alamayan Kemal Özdeş ve Kasımpaşa, Hosseini'nin nadir yakalanan kontralarda gerçekleştirdiği ekstra markajlar ve karşılamalar, Trabzonsporun oyunu öne yıkıp sağlı sollu koridorlar bulmasını sağladı ve Kasımpaşa 2. golü yedikten itibaren tamamen teslimiyetçi bir yapıya büründü. Ekstra işlerin başrolü Rodallega'ysa ikisi de birbirinden zor (biri frikik biri rövaşata olmak üzere) goller kaydederek geceye damgasını vurdu. Tabii Trabzonspor'un geri dönüşünün mimarlarından birisi daha var ki; 7 haftayı geride bıraktığımız STSL'de, belki de en verimli bek performansı ondan geliyor... Joao Pereira. 

Takımına her geride bırakılan maçta %100'ünden fazlasını veren Pereira, son maçta da sağ koridoru delik deşik etti ve 2 asistle geceye damgasını vuranlardan birisi oldu. 

Trabzonspor, Göztepe maçının ikinci yarısında da 4-4-2 gibi ilerde sayı olarak çoğalmayı hedefleyen bir taktik denemiş ve VAR'la iptal edilen gol olmasa 2-2'yi yakalamayı başarmıştı. Ancak, bu taktiğin özellikle deplasmanlarda Trabzonspor gibi seri oyun geçişlerinde defansif anlamda sıkıntı yaşayan bir takım tarafından sürdürülebilir olduğunu düşünmüyor, Ünal Karaman'ın rakiplerini domine etmesini sağlayacak klasik 4-2-3-1'e dönmesini rica ve tavsiye ediyorum. Bu taktik maç kazandıracaksa bile bu 11'le değil, Olcay Amiri ve hatta Nwakaeme'nin yardımlarına çok fazla muhtaç kalarak kazanacaktır...

Ligin 8. haftasına doğru ilerlemekte olduğumuz şu günlerde, Ünal Karaman'ın taktik kararlarını bir an önce sabitleştirip, ligin sonuna kadar iyi veya kötü hangi taktikle sahada yer alacağını çözümleyip sabitleştirmesi ve acilen bu oyuncu kadrosuna savunma yerleşimini çalıştırması gerekiyor. Bana da birazcık kolaylık sağlamış olur analizleri yapmaya çalışırken :)

Herkese iyi günler diliyor, yazımın sonuna geldiğimi belirtmek istiyorum...

Bol galibiyetli günlere! 

Berke Gayretli

Not: Görüntüler, beinsports.com.tr'den alınmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Trabzonspor - Karagümrük Maç Analizi | Topa Sahip Olmak Her Daim Çözüm Mü?

Trabzonspor-Göztepe Neler Doğru, Neler Yanlış ?